Hayvanların Dayanışması
Yıllar önce bir orman vardı. Orman, ulu meşelerin sarkıttığı yaprak dolu yaprakları, dağlar arasından çıkıp gelen tatlı su taşıyan nehri, resmen bir heykeli andıran kayaları ile başlı başına bir kentti.
Bir zamanlar sadece canlı olarak bitkilerin bulunduğu orman, bir grup hayvanın keşfi sonucu şenlendi. Artık ormanda hayvanlar da vardı. Sevimli kuşlar, heybetli koruyucu kurtlar, ormandaki canlıların sağlığını kontrol eden şefkatli ceylanlar, her yaz ballarını diğer hayvanlarla paylaşan arılar ve niceleri... Orada ne kurnaz tilki vardı, ne adaletsiz kurt, ne de şaşkın bıldırcın. Herkes zekice hareketler yapar, adaletli davranır ve hep doğruyu söylerlerdi. İşte böyle bir ormandı bu orman. İçinde sevimli hayvanlar, bitkiler bulunduran bir orman.
Yine bir gün, doktor ceylanlardan Işık bir meşe ağacını kontrol ediyordu. Biraz inceledikten sonra tilkiye gerekli aşının adını söyledi. Tilki, "Baş üstüne!" dedikten sonra koşup yitti. Işık acıktığını hissetti. Otları midesine indirmeye başladı. Ve birden korkunç bir ses duydu. Işık, büyük bir merakla sesin geldiği tarafa yöneldi. Bir kayanın arkasına baktı. İşte oradaydı. Gördüğü canlılardan biraz farklıydı. İki ayak üzerinde duruyordu. Üzerinde tüy yoktu. Sadece kafasında kıl bulunuyordu. O bir insandı.
"Vay be, şu ormana bak!" diyerek ellerini ovuşturdu. Hemen hesap yaptı:
"Şu meşe ağaçlarından en az 10 tane kesip satsam, sonra buranın bir şehir olmasına öncülük etsem... Zengin olurum!"
Işık çok korkmuştu, hızla ormanın kalbine, en yaşlı ağacın yanına gitti. Burada haberler açıklanırdı. Işık, görevli flamingolardan birine durumu açıkladı. Flamingo olanları duyunca yanındaki papağana:
"Alarm!" diye bağırdı.
Papağan siren gibi bir ses çıkarmaya başladı. Birden tüm hayvanlar oraya doluştu. Flamingo telaşla durumu açıkladı:
"Dinleyin. Ormanda bir tehlike var. 'İnsan' dediğimiz canlı buraya da gelmiş. Meşe ağaçlarını kesecek. Onu buradan uzaklaştırmalıyız. Ama korkutmadan. Onun duygularını değiştirmeliyiz. Bir şeyden çok etkilenmeli. Çünkü etkileyici bir olay, korkutucu bir olaydan daha iyi sonuçlar doğurur."
Kurt hemen atıldı: "O zaman meşe ağaçlarını canlandıralım. Ağaçlardan aşağıya su dökelim, ağlıyor süsü verelim. İnsan bundan etkilenecektir."
Kurdu herkes alkışladı. Ve hemen iş başına geçtiler. İnsan, baltasını aldığı anda meşe ağaçlarından bir ses yükseldi:
"Olamaz! İnsan, bizim akrabalarımızdan yaptığı bir aletle bizi kesecek!"
"Nasıl yani? Benim akrabam beni mi kesecek?"
"Ama bu çok kötü bir şey! Ben ya kuzenim tarafından kesileceksem? Bu acımasızca!"
Birden ağaçlardan aşağı sular aktı. Bunları maymunlar yapıyordu. Nehirden aldıkları suları hızlıca aşağı döküyorlardı. Kurtlar da ağlama sesi çıkarıyordu. İnsan çok etkilenmişti.
"Ben ne yaptım? Bir sürü cana gereksiz yere kıydım!"
Hemen baltasını yere attı ve ormandan uzaklaştı. Hayvanlar ortaya çıktı ve sevinç çığlıkları attı. Kuşlar şakıdı, maymunlar zıpladı. Ve böyle dayanışmaları asla sona ermedi.