Eşek Arısı
Günün birinde ormanda sahipsiz bir petek bal bulunmuş. Yaban arıları, “Bu balı biz yaptık,” demişler. Bal arıları karşı çıkmış. “Olur mu öyle şey? Esas bizim peteğimiz o!” Aralarında tartışma başlayınca bilgiç kirpi araya girmiş. “Kavgayla çözemezsiniz bu işi. En iyisi eşek arısına gidin.”
Eşek arısı çok adil bir yargıçmış. Bal arıları ile yaban arıları bir yandan tartışıp bir yandan onun evine doğru yol almışlar. Eşek arısı her iki tarafı da uzun uzun dinlemiş. Sonra eşek arsısı tanıkları çağırmış yanına. Tanıklara göre peteğin etrafında dolaşan arıya benzer; sarı-siyah çizgili, uzun boylu böcekler varmış.
Eşek arısı bu sözler karşısında ne yapacağını bilememiş; çünkü hem yaban arıları hem de bal arıları sarı, uzun boylu böceklermiş. Aralarında görüntü bakımından pek fark yokmuş. “Başkalarına da danışmalı,” diye düşünmüş eşek arısı. Tüm ormanı dolaşmış, her gördüğüne peteği anlatıp sorular sormuş. Ancak kimse bir şey görmemiş.
Sonunda akıllı bir bal arısının aklına eşek arısının sorununu çözecek bir fikir gelmiş. Hemen eşek arısının yanına koşup, “Sayın yargıç, bu davayı böyle çözemeyeceğimiz anlaşıldı. Bence test yapalım. Her iki taraf da kendi balını, peteğini yapsın. Bakalım bu sanatı kim daha iyi biliyor.”
Bu fikir eşek arısının aklına pek yatmış. “Tamam,” demiş, “O zaman her iki taraf bir an önce işe koyulsun da gerçeği öğrenelim.” Eşek arısının sözleri üzerine yaban arıları panik olmuş; çünkü aslında yaban arıları petek yapamazmış. Hemen karşı çıkmışlar. “Böyle bir oyuna ne gerek var, canım.” Bir yandan da geri geri kaçıyorlarmış.
Eşek arısı bu isyanla gerçeği anlamış ve peteği bal arılarına vermiş.